Yaşam yolculuğunda ilerlerken, her Güneş/Ay kavuşumu olduğunda, yani her yeniay zamanında, bir aktivite döngüsüne başlarız.
Dolunayda ise, yaklaşık iki hafta önce başlattığımız aktivite döngüsünün tam etkisini yaşarız.
Sürekli olarak yeni bir şey başlatma döngüsünden (yeniay) geçer, ardından yaşanan dolunayda bu başlatılan şeyin tam deneyimini yaşarız. Daha sonra bu başlamış olan şeyi konsolide etmeye, kullanmaya, bitirmeye başlarız ve bu süreç, küçülen ay döngüsü sırasında yavaş yavaş zayıflar. Ardından, başka bir yeniay döngüsü başlar.
Ay tutulması sırasında ise Ay tutulur ve kaybolur. Yani, bir Ay tutulması ile standart bir dolunay arasındaki temel fark, dolunayda Ay'ın dolgun ve parlak olmasıyken tutulmada Ay'ın karanlıkta olması, görünmemesidir.
Yaşamımızın genellikle belirli bir şekilde akmasını bekleriz. Mümkün olduğunca bilinçli bir şekilde ilerleriz. Planlar yaparız, bir şeyleri çözeriz, ne yapacağımıza karar veririz.
Hayatımızdaki bu bilinçli çabalar ön planda yer alsa da yüzeyin altında sürekli olarak harekete geçen bilinçaltı güçler, beklenmedik sürprizleri ve dönüştürücü değişiklikleri gerçekleştirebilir. Ay, bilinçaltının sembolüdür.
Bir Ay tutulması meydana geldiğinde, Ay bir an için engellenerek (tutularak), bilinçaltı güçlerin şekillendirdiği sonuçlar ortaya çıkabilir. Yani tutulma esnalarında bilinçli varoluşumuzda yol alırken, aniden tam anlamıyla neden ve nasıl olduğunu anlamadığımız karar verme süreçlerinde kendimizi bulabiliriz de. Bu yüzden tutulma günlerinde önemli kararlar verilmemesi önerilir.
Her 18 yıl +11 günde bir gerçekleşen aynı Saros döngüsündeki bir Ay tutulması, bilinçaltımızda çalışan benzer temaların tekrarlanması anlamına gelir. Bu açığa çıkan durumların doğası hoş sürprizlerden şok edici gelişmelere kadar uzanabilir.
Özetle, bir Ay tutulması bir katalizör işlevi görür, beklentilerimizi yeniden şekillendirebilir ve çabalarımızın seyrini değiştirebilir. Hayal ettiğimiz, çalıştığımız ve öngördüğümüz şeyler ile gerçekler arasındaki uyumsuzluk açığa çıkar. Bu yeni gerçeklere göre de uyum sağlamamız gerekir.
0 yorum:
Yorum Gönder