Bu karmaşa burada da kalmıyor üstelik.
* Fagan/Bradley Ayanamsası
İlk kez İrlanda kökenli Amerikalı astrolog Cyril Fagan (1896-1970) tarafından 1950’de basılan Eski ve Yeni Zodyaklar isimli kitapta "hipsomatik ayanamsa" tanıtıldı. Ayanamsa, ilkbahar noktası başlangıcı olan tropik zodyakla sidereal zodyak arasındaki fark hesabıdır. Fagan’ın hipsomatik ayanamsa hesabı da gezegenlerin yücelme derecelerinin kökenlerini (hipsomalar) araştırarak bulduğu ve buna göre sabit yıldız Spica'yı 29 ° Başak'a taşıyarak bulduğu farktır.
Amerikalı astrolog Donald A. Bradley (1925-1974) 1957'de bu yıldızın konumunu yüzlerce mühim olayın tarihlerini inceleyerek 29 ° 06’ Başak’a çevirdi. Fagan / Bradley’nin yarattığı sidereal zodyakı, Helenistik dönemde Babil astrologları tarafından kullanılan zodyaka çok benzemektedir.
Hindistan’da en çok kullanılan ayanamsa Lahiri Ayanamsasıdır. Hindistan’da çok sayıda düzenlenen festival ve ayinlerin düzene konulması amacıyla resmi bir ayanamsa ihtiyacı doğmuştu. Bu sebeple kurulan Hindistan Takvim Reformu Komitesi, 1955 yılında astronomi uzmanı Nirmala Chandra Lahiri tarafından hesaplanmış olan Lahiri Ayanamsasını resmi kabul etmiştir. Fakat, bu ayanamsanın tarihi geçmişi biraz sorunludur ve birçok uzman Lahiri’nin en az birkaç derece hatalı olduğunu düşünmektedir.
Lahiri, sabit yıldız Spica’yı 0° Terazi burcunda sabitler. Fakat yıldıza sabit yıldız desek de sabit yıldızların da yavaş da olsa bir hareketi vardır ve az da olsa ekliptik düzlemde farklı yerlerde görülebilirler.
* Galaktik Merkez Ayanamsası
1932 yılında telekonünikasyon mühendisi Karl Jansky yurtdışı telefon görüşmelerini etkileyen bir statik olduğunu fark etti. Bu statiğin kaynağını bulmak için de bir radyoteleskop yaptı. Statiğin kaynağı, kısmen 26° Yay burcu noktasından geliyordu. 1960’ların sonuna gelindiğinde uzay bilimciler Galaktik Merkezi radyo ve infrared frekansları sayesinde tanımladı. Samanyolu galaksisinin merkezinde büyük bir yıldız ölçülerinde ama Güneş’in dört milyon katı kütlesine sahip bir kara delik vardı. Bu kara deliğe doğru itilen inanılmaz kütlelerdeki madde de bu statiğe sebep oluyordu.
İşin ilginci Horary astrolojisinin mucidi ve Ay’ın boşlukta olmasının etkilerini ilk keşfeden William Lilly 1600’lü yıllarda yaşamasına rağmen Ay’ın Yay burcunun son derecelerinde boşlukta olmadığını iddia ederdi.
Galaksimizin merkezi, tropik zodyaka göre 1950 yılında 26° 10 dakika Yay burcu noktasına düşüyordu. Üstelik gerçekten yeri sabitti ve ancak Dünya’nın eksen kayması kadar görüşümüzden kayabilirdi. Eksen kaymasının hareketi ölçülebildiğinden galaksimizin merkezi 2017 yılında 27° Yay burcuna gelmiştir. 27 derece Yay burcu Mula nakşatrasına tekabül eder ve Mula da ‘kök’ , ‘kaynak’ anlamına gelir. Sırf anlamı itibariyle muhtemelen eski devirlerdeki kadim bilgi de buranın merkez olduğunu anlamıştı. Bu vesileyle Yay burcunun 26-27 derecelerinde gezegenleri bulunan kişilerin sıra dışı özellikleri olması dikkat çeker.
Ben de Vedik astroloji hocam olan Ernst Wilhelm’in de kullandığı Galaktik Merkezini sabit alan, ama Dünya’nın eksen kayması hesabını da kuzey kutuptan geçen sanal bir doğruya göre içeren zodyakı gerçek gökyüzü değerlerini baz alması sebebiyle 2018 yılı ortalarına kadar hesaplarımda kullanıyordum. Bu nadir sistemin az bilinirliğinin getirdiği ekstra açıklama yükü sebebiyle ve zaman içinde bu ayanamsanın da eksiklerine şahit oldukça bundan vazgeçip Lahiri kullanmaya başladım.
guney ay dugumunun 27 derece yay galaktik merkezle kavusmasini (12.ev ) nasil yorumlamak gerekir yada bu konuyla onerebileceginiz kaynak vs? varsa cok sevinirim
YanıtlaSil